Yazı: Ebru Erdoğan
Turkish Time
 
Abalıoğlu Denizli’nin en güçlü gruplarından biri. 1960’lardan bu yana sanayicilik yapıyorlar. Ama uzun yıllar boyunca yerel bir grup olarak kalmışlardı. Vizyonları artık değişiyor. Global bir oyuncu olmalarını sağlayacak yatırımlara başladılar. Abalıoğlu Holding yedi yıl içinde bir milyar dolar ciroya ulaşmayı ve dünyanın en iyi yönetilen aile şirketlerinden biri olmayı hedefliyor.
 
 
 
Abalıoğlu Holding’in temelleri 1966 yılında kurulan çırçır fabrikasıyla atılmıştı. Bugün elektrolitik bakır, ambalaj, kağıt ve tekstil üretiminin yanı sıra Mercedes’in Denizli bayiliğini yapan Abalıoğlu Holding, 75 milyon dolarlık ihracat yapıyor. Önümüzdeki yedi yıl için ise hedefleri çok büyük: 1 milyar dolarlık ciro ile dünyanın en iyi yönetilen aile şirketi olmak. Bunun için yatırımlarını artırıyorlar. Son dönemde Türkiye’nin en yoğun takvimlerinden biri Abalıoğlu grubu’na ait. Abalıoğlu Holding yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmet Abalıoğlu, başarılarının ardındaki sırrı Turkishtime’a anlattı.
 
 
 
Turkishtime : Abalıoğlu Holding’in öyküsü nasıl başladı?
 
 
 
İSMET ABALIOĞLU : Biz üretime çırçırla 1966 yılında başladık. 1974 yılında Denizli’de kurulu halka açık bir şirket olan Dentaş’a ortak olduk. Oluklu mukavva konusunda yatırım yapmaya karar verdiğimiz dönemlerdi. Biz bu sektöre girdiğimiz zaman oluklu mukavva üretimi yapan üç şirket vardı. Bugün 100’den fazla fabrika var ama biz yerimizi her zaman koruduk. Sektöre girdikten, sonra viol ve mukavvanın ihtiyacı olan kağıdı da kendimiz üretmeye başladık. Bugün bunun isabetli olduğunu görüyoruz. Çorlu’ya yepyeni çok modern bir tesis daha kurduk.
 
 
 
Denizli’deki tesisin üretimi yetmiyor muydu?
 
 
 
Çorlu’daki fabrikayı müşterilere yakın olabilmek için kurduk. İç pazarda çabuk hareket etmeniz gerekiyor. Çünkü sanayiciye son ürünü koyacak paketi veriyorsunuz. Bu nedenle de yakın olmanız lazım. Havalı ürün olduğu için nakliyesi, maliyetin yüzde 15’i gibi bir rakam tutuyor. Bu da, sektörde pazarı uzak mesafeden kontrol edemeyeceğiniz bir oran. Şu anda Denizli’den Akdeniz ve Ege Bölgelerindeki müşterilere hizmet veriyoruz. Çorlu’dan da Trakya, Marmara Bölgesi ve Ankara’ya… Böylece Türkiye’nin en çok müşterisi olan bölgelerini paylaşmış olduk. Çorlu’daki yeni tesisle de, komşu ülkeler Bulgaristan, Yunanistan gibi pazarlara yönelik ihracatlar yapabileceğiz.
 
 
 
Ama Romanya’ya ihracat yapmak yerine tesis kurmayı tercih ettiniz.
 
 
 
Romanya gerek yatırım ortamı gerekse Pazar olarak çok uygun bir ülke. Çünkü süpermarketçiliğin geliştiği bir yer. Romanya’ya bir viol tesisi kuruyoruz. İnşaatın çoğu bitti, makine anlaşmalarımızı yaptık. Ağustos ayı gibi faaliyete başlayacak. Burada ürettiğimiz yumurta violünü, ilave çeşitleriyle birlikte çevre ülkelere satmayı planlıyoruz. Mesela, Almanya’da yıllardır bu ürün satılıyor. Ama 21 milyon nüfuslu Romanya’da bu Pazar çok yeni. Gelişen piyasada bugün varsanız, yerleşiyorsanız o pazar sizin. Yoksa Türkiye’den oraya ihracat yapmanız mümkün değil. Biz burada pazarın yüzde 70’ini almayı hedefliyoruz.
 
 
 
En çok hangi ülkelere ihracat yapılıyor? Önümüzdeki dönemde ihracat yapılacak hedef ülkeler var mı?
 
 
 
Bakırda ABD önemli bir yer tutuyor. Ama Avrupa’nın pek çok ülkesine İtalya, İngiltere, Almanya, İspanya’ya da ihracatımız var. Geçtiğimiz yıl bu ülkelere yaptığımız ihracat Er-Bakır olarak 67 milyon dolardı. Grubun da 75 milyon dolarlık ihracatı var. Pazar olarak doğuya bir hedefimiz yok. Orada tesis kurarsanız başarılı olabilirsiniz. Şartlar oluşursa Özbekistan’da bir iplik fabrikası kurmayı düşünüyoruz. Henüz araştırıyoruz. Er-Bakır olarak Türkiye’de iki büyük firmadan biriyiz. ABD’de Er-Bakır’ın ürünlerini pazarlamak üzere kendi şirketimizi kurduk. Romanya merkezli olarak da Avrupa’yı kontrol ediyoruz.
 
 
 
Holdingin sektörlere göre iç satış rakamları nedir?
 
 
 
Holdingde en çok ihracat yapan şirket Er-Bakır. İç pazarın yüzde 35’ini biz karşılıyoruz. En çok satış yapan da Dentaş Viol. Ambalaja dönük kağıt işlerimizi daha çok lokal Pazar için yapıyoruz.
 
 
 
Holdingin sektörlere göre iç satış rakamları nedir?
 
 
 
Son yıllarda hızla büyüyen bir grubuz. 2004 yılında 382 milyon dolar ciro yaptık. Ciroda en büyük ağırlığı Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri teşkil ediyor. Arkasından da Dentaş Ambalaj ve Abalıoğlu Tekstil geliyor. Bunu Dentaş Viol, Abalıoğlu Pamuk, ve Abalıoğlu Otomobilcilik takip ediyor. Bu yıl ise 440 milyon dolar ciro hedefliyoruz.
 
 
 
Temizlik kağıtları üretiminden neden vazgeçtiniz?
 
 
 
Yaptığımız ürünlerin çoğu ara malı şeklinde. Nihai tüketiciye ulaşmıyor. Temizlik kağıtlarında tüketiciye direk mal veriyorsunuz. Bunun da apayrı bir pazarlama şekli var. Yummy, bizim alıştığımız tarzda bir üretim değildi. Pazarlama giderlerini karşılamak zor oldu. Ekonomik krizlerden sonra insanların tüketim ruhu, alışkanlıkları çok değişti. Biz de bu üretimden vazgeçmeyi tercih ettik. İtalya Safidel Kağıt Sanayi’ye sattık. Bu bağlamda Denizli’ye gerçek anlamda yabancı sermayeyi getiren ilk grubuz.
 
 
 
Dentaş Ambalaj dışındaki şirketlerin de halka açılması düşünülüyordu. Bu ne zaman olacak?
 
 
 
Şu anda strateji olarak halka açılma gibi bir niyetimiz yok. Aslında biz buna şirket olarak hazırız. Ama bugünkü şartların, halka açılmak için uygun olmadığını düşünüyoruz. Bugün İMKB’de işlem gören şirketlerin değerlerine baktığımızda, birçoğunun gerçek değerinin altında olduğunu görüyoruz. Bu değerlerle, şirket hisselerini borsaya çıkarmak gibi bir hedefin doğru olmadığına inanıyoruz. Türkiye’de son iki yılda kaç sanayi şirketi borsaya açıldı? Niye açılmıyor? Onlara bakmak lazım. Kağıt üzerinde enflasyonu indirdik, çok güzel. Milli gelir artıyor, dolar düştü ama çorbanın tuzu yok. İnsanlar işsiz. Çok köklü değişiklikler yapılması gerektiğini düşünüyorum. Vergi sisteminin, kayıt dışı ekonominin temellerinin ortadan kalkması gerekiyor. Hazine’nin düzelmesi lazım. Hala devletin yapmaması gereken harcama kalemleri bulunuyor. 
 
Mercedes’in Denizli bayiliğini yapıyorsunuz. Bu ağı genişletmeyi düşünüyor musunuz?

 
Otomobilde bölgemizde kuvvetli olmayı düşünüyoruz. Ama şimdilik bölge genişletmek gibi bir hedefimiz yok.

 
“Dünyanın en iyi aile şirketlerinden biri olacağız.”
 
 Abalıoğlu Holding önümüzdeki dönemde nasıl bir büyüme stratejisi izleyecek?

 
Bundan 30 yıl önce maliyet artı kar eşittir satış fiyatıydı. Ama şimdi satış fiyatını Pazar belirliyor, büyük rekabet var. Dolayısıyla o rekabette yer alabilmek için pazara ayak uydurmak zorundasınız. Satış fiyatına ulaşabilmek için maliyetleri aşağı çekmek gerekiyor, bunu da çalışanla yapacaksınız. Biz bunu gerçekleştirdiğimizi düşünüyoruz.
 
1994 yılından sonra yeniden yapılanma ihtiyacı duyduk. Düşündük ki fabrikaları tek tek paylaşırsak yönetim açısından bu bize bir şey getirmeyecek. Bir çatı altında toplayalım dedik. Daha iyi nasıl yönetiriz diye düşündük. Bir genel koordinatörle çalışmaya başladık. Onunla yollarımızı ayırdıktan sonra da CEO olarak Faruk Güler geldi. Her gün yemek yiyorsunuz. Ama acaba dünya mutfaklarında bizim bilmediğimiz, yemediğimiz yemekler var mı? İşte Faruk Güler bize bunu gösterdi. Her şeyi ben bilirim diye bir şey yok. Sonuçta ortaya toplam bin 500 kişi istihdam eden Abalıoğlu Holding çıktı. Biz önümüzdeki 7 yıl içinde dünyanın en iyi yönetilen aile şirketlerinden biri olacağız. Yine bu süre içinde 1 milyar dolarlık ciroyu yakalayacağız. Bütün dünyada operasyon yapabilir yetkinlikte bir organizasyona sahip olacağız. O zaman da Türkiye’de gerçekten oturmuş, katma değer üretmiş ve daha hızlı üretmeye devam eden bir yapı bırakmış olcağız. Bugün Abalıoğlu Holding’de çocuklarımız da bizimle birlikte çalışıyor. Onlara temel kuralları vermeye çalışıyoruz. Amacımız nesilden nesle bu değirmenlerin dönmesini sağlamak.